Page 80 - incirliovaweb

58 l2. BÖLÜM CHAPTER 2
yetiştiriciliğine dayanan konar-göçer yaşam biçimleri, gele-
nekleri büyük bir değişime uğramadan yirminci yüzyılın baş-
larına kadar sürmüştür.
Türklerin göçleriyle bu kültürel değer ve gelenek de Orta
Asya’dan Anadolu’ya taşınmıştır. Fakat burada açıklanması ge-
reken bazı noktalar bulunmaktadır. Örneğin, deve güreşleri ne-
den Türklerin Anadolu’ya göç etmesinden uzunca bir süre sonra
yaygınlaşmaya başlamıştır? Deve güreşi geleneği günümüzde
neden belirli bir çevrede dağılış göstermektedir? Kuşkusuz halk
kültürü içerdiği değerleri toplumsal bir hafıza ile geleceğe taşı-
maktadır ve uygun koşullar oluştuğunda değerler ve gelenekler
mekânda yeniden üretilmektedir. İzbırak (2000) bu süreci şöyle
açıklamaktadır:
“Folklor, milletlerin kendi yaşayış ve karakterleri sonu-
cu uzun süreler içinde oluşmuş olguların bütününü içine alır.
Folklorun sınırı ve tanımı değişik şekillerde belirtilmekle birlik-
te ‘geçmiş yüzyılların gelenekleri ve görenekleri içine alan bir
alaşım olarak’ ifade edilebilir. Bu alaşım içinde bugüne kadar
yerel, ulusal, dinî, mistik, efsanevi, beşeri temeller iç içe bulunur. centuries. To date, the local, national, religious, mystical, legendary
Folklor çerçevesi içine giren bilgilerin başta gelen vasfı bunların
gelenek yoluyla zaman ve mekân içinde kuşaktan kuşağa geçmiş
olmasıdır. Yaşanmış olan bir medeniyet, hafızanın yardımıyla
geçişlere başlamış, en eski biçimlerini korudukları gibi, değişik-
liklere de uğramışlardır. Folklorun canlı kaynağı halkın yaşantı-
sıdır” (İzbırak, 2000:455).
Bilindiği gibi Anadolu’ya göç eden Türklerin bir bölümü,
daha sonra burada yüzlerce yıl hayvancılıkla uğraşmayı sürdür-
A World Cultural Heritage: Anatolian Camel Dealing Culture and Camel Wrestles
the process, the animal husbandry-based nomadic lifestyles and
traditions of some of them had continued without undergoing
any profound change until the early twentieth century.
This cultural asset & tradition was also brought to Anatolia
from Central Asia through the migrations of Turks. Nevertheless,
there are some points which must be elucidated here. For
instance, why did camel wrestles begin to flourish a long while
after the migration of Turks to Anatolia? Why is the tradition
of camel wrestles distributed in a specific environment today?
There is no doubt that the folk culture carries the assets it
contains to the future by means of a social memory and when
favorable conditions form, assets and traditions are reproduced
in the space. İzbırak (2000) describes this process as follows:
“Folklore encompasses the whole of those phenomena which
have formed for long periods as a result of the respective ways of
life and characters of nations. Although the limit and definition
of folklore are stated in different ways, it may be expressed as an
alloy which encompasses the traditions and customs of the previous
and human fundamentals have been intertwined in this alloy. The
leading quality of the knowledge within the framework of folklore
is that it has been handed down from one generation to another in
time and space through traditions. By functioning as a bridge by the
help of the social memory, a living culture not only preserves its most
ancient form but may also contain some changes over time. The living
source for folklore is the life of the people.” (İzbırak, 2000:455).
As it is known, some of the Turks who had migrated to
Anatolia are the semi-nomadic Turkmen communities that later