Page 32 - incirliovaweb
P. 32
10 l1. BÖLÜM CHAPTER 1 A World Cultural Heritage: Anatolian Camel Dealing Culture and Camel Wrestles
develerini yağlamış olma1 görevinin kendilerine verilmesini bir privilege that they had been assigned the duty of oiling1 the camels
üstünlük ve imtiyaz olarak görüyorlardı (Ögel, cilt 1, 2000:35). of the Uighur Khans in the past (Ögel, Volume 1, 2000:35).
Tarihsel süreç içinde insanoğlunun en temel sorunlarından One of the most fundamental problems of mankind in the
biri yük ve eşyaların taşınması işi olmuştur. Bu bakımdan özel- historical process was the transport of loads and belongings. In this
likle endüstri öncesi toplumlarda hayvanların evcilleştirilerek respect, the domestication of animals and their presentation for the
insanın hizmetine sunulması, tarihin en önemli aşamalarından service of human beings particularly in the pre-industrial societies
birini oluşturur. Onların evcilleştirilmesi, kültür ve uygarlıkla- constitute one of the most important stages of history. Their
rın taşınması ve gelişmesine de etki etmiştir (Şahin, 2006:201). domestication also influenced the transportation and development
Türk kültür tarihi içinde atların yanı sıra develer de taşımacılıkta of cultures and civilizations (Şahin, 2006:201). In the history of
öteden beri yaygın olarak kullanılmışlardır. Ata karşılık ‘deve’, Turkish culture, camels had been used widely in transport for a
fiziki yapısı ve gücü itibariyle taşımacılığa en uygun hayvandı. long while, along with horses. A ‘camel’ versus a horse was the
Çünkü bir devenin uzun mesafede yük taşıma kapasitesi 300 kg. optimum animal for transport owing to its physical structure and
civarındaydı. Ayrıca develer uzun yola, soğuk ve sıcağa, açlık power. The long-distance load carrying capacity of a camel was
ve susuzluğa oldukça dayanıklıydı. Bu özelliğiyle deve uzak around 300 kg. Furthermore, camels were quite resistant to long
mesafeler arasındaki nakliyatın hatta kıtalar arası ticaretin ya- distances, the cold, the heat, hunger, and thirst. With this feature,
pılmasına ve gelişmesine katkıda bulunan bir hayvandı. Nitekim the camel was an animal which contributed to the carrying out,
buna bağlı olarak Ortaçağ’da İpek Yolu üzerinde bulunan Türk and development, of transport between long distances and even
ülkeleri, deve kervanlarının devamlı geçtiği yerler haline gelmiş- of intercontinental trade. Likewise, the Turkish countries located
tir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de deve önemli bir yere on the Silk Road in the Middle Ages accordingly became places
sahip olmuştur. Nitekim Osmanlı döneminde Yeniçeri Ocağı’nda through which camel caravans continually passed. The camel
‘Şütürbân Ağa’ adıyla bilinen ‘deveciler’ ve Saray’da Hâs Ahır’a also had an essential place in the Seljuk and Ottoman periods.
bağlı develer bulunuyordu. Bu develer genellikle seferlerde Os- Likewise, there used to be ‘cameleers’ known as ‘Şütürbân Ağa’
manlı ordusunun lojistik ihtiyaçlarını taşımaktaydı (Şahin, 2006: at the Janissary Corps as well as camels affiliated to the Hâs
202-203). Ahır (Sultan’s Stable) at the Palace in the Ottoman period. These
camels generally used to transport the logistical requirements of
1 Develer yazın tüylerini dökmeleri nedeniyle, güneş ışığına karşı hassasiyetleri nede- the Ottoman army during campaigns (Şahin, 2006:202-203).
niyle derileri yağlanır. Bu işlem günümüzde de yapılmaktadır.
1 Now that camels shed their hairs in summer their skin is oiled due to their sensitivity
to sunlight. This procedure is carried out today as well.